Blog

1 Temmuz 2007

Görünüm Dergisi, Sektörel Yayıncılığı Tanıttı

Görünüm Dergisi, Sektörel Yayıncılığı Tanıttı

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin yayın organı Görünüm, SEYAD Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Şen ile bir röportaj yaptı. İşte Görünüm dergisinin Haziran 2007 sayısında yayınlanan röportajın tam metni:

SEYAD Başkanı İsmail Şen: “İletişim fakülteleri üretim için eğitim yapmıyor”

Görünüm: SEYAD’ın kuruluş amacı ve faaliyetleri nelerdir?

2000 yılında kurulan derneğimizin amacı, sektörel yayıncıların mesleki ve hukuki sorunlarının çözümüne katkıda bulunmaya çalışmak, mesleki dayanışma ve yardımlaşma doğrultusunda adımlar atmak. Sektörel yayınlar genellikle abonelere dağıtıldıkları için dağıtım maliyetleri en önemli sorunlarımızdan biri. Bu konuda PTT dağıtım tarifelerinde bazı indirimler gerçekleşmesi, en azından sanayileşmiş ülkelerdeki dağıtım maliyetlerine çekilmesi için girişimlerimiz oluyor. Bir başka faaliyetimiz yeni basın kanunu çıkarken gerçekleşmişti. 2002 yılında apar topar değiştirilen basın kanununun ceza tutarlarının makul seviyelere çekilmesi için ciddi çaba göstermiş, konuyla ilgili raporlar hazırlamış ve ilgili bakanlıklarla görüşmeler yapmıştık. Sonuçta söz konusu cezalar gerçekten makul seviyelere indirildi.

Önümüzdeki dönemde yapacağımız çalışmalardan biri, özelde sektörel yayıncıların, genelde medya sektörünün AB müzakere sürecinden nasıl etkileneceğinin inceleneceği bir “Düzenleyici Etki Analizi Raporu” hazırlatmak olacak. Bu raporun ilgili müzakere başlığında referans alınabilecek bir çalışma olmasını hedefliyoruz. Bir diğer önem verdiğimiz çalışma ise sektörel dergi, rapor ve katalogların toplu bir biçimde yer alacağı bir kütüphane kurmak. Şimdi Beyazıt Devlet Kütüphanesi’ne devredilen ve birçok benzersiz dergiyi barındıran Hakkı Tarık Us Kütüphanesi’nden sonra, bu kütüphane benim bildiğim ilk süreli yayın kütüphanesi olacak. Ekonomi süreli yayınları konusunda ise belki de dünyada ilk olacak. Önem verdiğimiz ve hedeflediğimiz bir diğer önemli konu da meslek içi eğitim ve gelişim. Konuyla ilgili seminer çalışmalarımız 2006 yılında başladı. Sektörümüze emek veren her aşamadaki bireylerin mesleki donanımını artırmak için ve yine sektöre yetişmiş eleman hazırlamak için yaptığımız eğitim çalışmalarına 2007 yılında hız vermek istiyoruz. İlk iki seminerimiz fikri mülkiyet ve sosyal güvenlik konularındaydı. Bu yıl gerçekleştireceğimiz ilk seminer ise, “Basel II Sürecinin Türkiye’deki Firmalara Etkileri” başlığını taşıyor. Ayrıca, muhabirden tasarımcıya, müşteri temsilcisinden muhasebeciye kadar her alanda çalışan sektör mensupları için de sertifikalı kurslar başlatmak istiyoruz.

Görünüm: Sektörel yayıncılığın tanımı ve hedefleri nelerdir?

Sektörel yayıncılığı, belirsiz ve genel tüketiciye yönelik olmayan, belirli bir sektördeki kişilere ya da belirli bir meslek grubuna yönelik yayın yapan, yani hedef kitlesi net, daha çok adrese teslim yöntemiyle dağıtılan, dergi, gazete, internet sitesi, sektörel katalog, kitap, CD gibi mecraları kullanan yayıncılık olarak tanımlayabiliriz.

Sektörel yayıncılık, ülkemizde pek kullanılmasa da düşey ve yatay olarak ikiye ayrılır. Farklı iş kollarında çalışmakla birlikte, aynı işle uğraşan ya da aynı konuma sahip kişilere ulaşan dergi ve gazeteler yatay yayın olarak tanımlanır. Örneğin çok farklı sektörlerde çalışsalar da muhasebecilere yönelik yayınlanan dergi yatay yayın ürünüdür. Aynı sektörde çalışan okurlara yönelik hazırlanan süreli yayınlar ise düşey yayındır. Türkiye’deki sektörel yayıncılık kavramına en çok benzeyen düşey yayıncılıktır.

Sektörel yayıncılığın hedefi kısaca, yayınlandıkları sektördeki iletişim kanalı olmak. Böylece sektörlerin gelişimine çok ciddi katkıları olan yayınlar ortaya çıkar.

Bilim dergilerinin bilimsel gelişmeyi hızlandırması gibi, sektörel dergiler de ekonomi ve sanayideki gelişmeleri hızlandırır. İlk bilimsel dergilerin yayınlanmaya başlamasıyla, şehirlerindeki gelişmelerden bile haberdar olamayan bilim adamları dünyanın öteki ucundaki meslektaşlarının çalışmalarından haberdar olmuştur ve bilimsel gelişme birden ivme kazanmıştır. Sektörel dergiler de yayınlandıkları sektörde benzer bir etki yaratır. İletişim sayesinde sektörlerindeki gelişmelerden haberdar olan aktörler, üretimden pazarlamaya, bu gelişmelere uygun stratejiler geliştirirler. Böylece hem şirketleri hem de sektör büyümeye başlar.

Görünüm: Türkiye’de sektörel yayıncılığın yurtdışındaki uygulamalara göre düzeyi nedir? Bu konuda derneğinizin çalışmaları nelerdir?

Batıda ilk örnekleri sanayi devrimi sonrası ortaya çıkan sektörel dergiler ülkemizde de 19’uncu yüzyılda görülmeye başlamış. Osmanlı İmparatorluğu döneminde yayınlanan sektörel dergi örnekleri, dönemin canlı sektörlerine, yani, ziraat ve hayvancılık konularına ait yayınlardı. Ziraat Gazetesi, Baytari Mecmuası, İlan Gazetesi ve bunlar gibi onlarcası. Bizdeki ilk derginin 1849 yılında yayınlanmaya başlayan, tıp sektörüne yönelik bir meslek dergisi olan Vakayi-i Tıbbiye olması bile ciddi bir geleneğin göstergesi.

Cumhuriyet döneminde de birçok sektöre yönelik dergi yayınlanmış, ancak uzun soluklu ilk yayınlar 1980’li yıllarda görülmeye başlıyor. 1980’li yıllarda başlayan dışa açık büyüme modeli ile tüm sektörlerde ciddi gelişmeler sağlanıyor ve yatırımlar yapılmaya başlanmasıyla, özellikle inşaat, tekstil ve turizm sektörlerinde birçok dergi yayın hayatına başlıyor. Bugün derneğimizin üyeleri arasında çeyrek yüzyıldır kesintisiz yayınlanan dergilerin olması, ülkemizde bir sektörel yayıncılık geleneğinin ve sektörünün oluştuğunun en önemli göstergesi.

Sektörel yayıncılığımızı sanayileşmiş ülke yayınlarıyla karşılaştırmadan önce vurgulanması gereken; ülkemizdeki sektörel yayınların aynı seviyede olmadığı. Yani çok kalitesiz yayınlar olduğu gibi, gerçekten çok kaliteli ve etkili yayınlar da var. İyi örnekleri baz alırsak, Türkiye’deki dergilerin sanayileşmiş ülkelerdeki örnekleriyle birçok açıdan yarışabilecekleri görülür. İçerik oluşturma, tasarım, baskı kalitesi, dağıtım ağının sektörü kapsaması ve en önemlisi de etkinlikleri. Tüm bu açılardan çok gelişmiş dergilerimiz var. Ancak karşılaştırılamayacak kadar geride olduğumuz önemli bir alan da var: O da gelirler, daha doğrusu reklam fiyatları. Ana gelir kalemimiz olmasına rağmen reklam fiyatlarımız o kadar düşük ki, Türkiye sektörel yayıncılığı büyük medyanın ve uluslararası sektörel yayınların ilgisini şimdilik çekmiyor.

Sektörümüzdeki tüm dergilerin her açıdan kalitesini, etkinliğini yükseltmek ve pek uzak olmayan bir zaman sonra başlayacağına inandığımız uluslararası rekabete hazırlamak için eğitim çalışmaları ve seminerler gerçekleştiriyoruz. Güç birliği zeminleri arıyoruz. Uluslararası yayın çıkaran arkadaşlarımızı teşvik ediyoruz.

Görünüm: Üyeleriniz kimlerdir ve onların faaliyetleri genellikle hangi alanlarda?

Kurum yayınlarında temel amaç, dernek yönetiminin faaliyetlerini duyurmak ve derneğe gelir sağlamakla sınırlı oysa, sektörü kucaklayan, iletişim kanalı olan bir dergi, bu amaca ulaşmak için bağımsız kalmalı.

Türkiye’deki hemen hemen tüm sektörel yayınlar üyemiz. Onlarca sektöre yönelik, 300 binden fazla toplam tirajı olan 70’i aşkın derginin yayıncısı üyemiz. Ülkemiz sanayi ve ticaret dünyasının önemli bir kısmını temsil eden, inşaat, tekstil, makine, turizm, otomotiv, lojistik, perakende, enerji, beyaz eşya, mobilya ve hizmet sektörlerine ve tüm bu sektörlerin alt sektörlerine yönelik dergi yayınlayan üyelerimiz var. Bunlar Türkiye’deki tüm sektörlere yönelik yayın yapan, bağımsız sektörel yayıncılar. Bağımsız diyorum, çünkü sektörel yayıncılık kurum yayıncılığı ile karışabiliyor. Örneğin herhangi bir sektörel dernek dergi yayınladığında, o sektöre yönelik bir dergi oluyor, ama bizce sektörel dergi olmuyor. Çünkü bu tip kurum yayınlarında temel amaç, dernek yönetiminin faaliyetlerini duyurmak ve derneğe gelir sağlamakla sınırlı kalıyor. Oysa daha önce de belirttiğim gibi, sektörü kucaklayan, gelişmesi için iletişim kanalı olan bir dergi, bu amaca ulaşmak için bağımsız kalmalı.

Görünüm: Sektörel yayıncılığın önemi nedir ve ülkemizde geliştirilmesi için hangi politikaların izlenmesi gerekir?

Yayıncılarımızın basın kartı almasını engelleyen yarım asırlık bir mevzuatın hala değişmemesini anlamakta zorlanıyoruz.

Özellikle son yıllarda artan bir sektörel yayıncılık türü olan yurtdışına yönelik yayınlardan da kısaca söz etmek istiyorum. Birçok yayıncı üyemiz, sadece yurtdışına yönelik hazırlanan ve dünyanın dört bir yanındaki fuarlarda dağıtılan dergiler ve sektörel kataloglar yayınlamakta. Yurtdışına yönelik hazırlanan dergilerimiz Türkiye’nin ihracatının artmasına önemli katkıda bulunuyor. Tüm bu çalışmalar sadece yayıncı firmaların çabaları ve öz kaynakları ile gerçekleşmekte ve hiçbir kurumdan destek alınmamakta. Özellikle ülke ekonomisine yapılan katkı açısından bakıldığında sektörümüzün önemle ele alınması ve desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Sanayileşmiş ülkelerde devlet desteği ile ya da doğrudan devlet tarafından gerçekleştirilen ülke sanayi tanıtımlarını sektörel yayıncılar olarak gerçekleştirmenin onurunu, daha etkin olarak ve daha fazla yaşamak istiyoruz. Yanlış anlaşılmaması için altını özellikle çizmek istiyorum, istediğimiz imtiyaz ya da ulufe gibi dağıtılan teşvikler değildir. Devletin sektörel yayıncılığın, Türk ekonomisi ve sanayisi için öneminin farkına varması bile bizim için önemli bir adım olacaktır. Çünkü bu “farkında olma” durumunun sonraki adımları getireceğine olan inancımız tam. Türk mallarının yurtdışında tanıtımını, Türkiye’nin giderek iyileşen yatırım ortamıyla ilgili gelişmeleri tüm dünyaya aktarmayı ve yayın yaptığımız her sektöre ivme katmayı devletin desteği olmadan da sürdürebiliriz. Ancak yayıncılarımızın basın kartı almasını engelleyen yarım asırlık bir mevzuatın hala değişmemesini anlamakta zorlanıyoruz. Sektörel yayıncılık için hayati önemi olan dağıtımın maliyetlerinin düşürülmesine katkı yapılmasının niye bu kadar zor olduğunu bilemiyoruz. Yani aslında sektörel yayıncılık rekabet şartlarında faaliyet göstererek ve kimseden destek almadan önemli aşamalardan geçmiş durumda. Sektörel yayıncılığın önünü açacak, az önce söylediğim gibi basit düzenlemelerin ise maliyeti düşük etkisi çok büyük olacaktır.

Görünüm: Sektörel yayıncılık yapmak isteyenlere önerileriniz nelerdir?

Öncelikle yayın yapmak istedikleri sektörü çok iyi belirlemelerini öneririm. Canlı gibi görülen birçok eski sektörde dergi enflasyonu var. Oysa sürekli yeni sektörler doğuran günümüz dünyasında dergi yayınlanmayan alanlar bulmak çok zor değil. Birçok alt sektör büyüyor, dergi yayınına ihtiyaç duyacak hale geliyor. İkinci olarak belirledikleri sektöre yabancı olmamalarını en azından sektörle ilgili derslerine çok iyi çalışmalarını öneririm. Sektörel yayınların en önemli özelliği sektörleriyle iletişimlerini sıcak tutmalarıdır. Bir sektörel yayıncı, sektöründeki tüm önemli aktörleri tanımalı, tüm önemli aktörler de o sektörel yayını tanımalı. Son olarak da yurtdışı sektörel yayıncılığını hararetle öneririm. Özellikle bakir ülke pazarlarına yönelik yapılacak doğru seçilmiş sektörlere yönelik yayınlar çok umut veriyor.

Görünüm: Türkiye’deki iletişim fakülteleri hakkında düşünceleriniz nelerdir? İletişim fakültelerinin sektöre eleman yetiştirdiğini düşünüyor musunuz?

Bence, “Üniversiteler bilim yapılan kurumlardır. Dolayısıyla üniversitelerde işin teorik yanı verilir, kalan kısım iş hayatında öğrenilir” görüşü hatalı değilse bile eksiktir. Sadece iletişim sektörünü değil, diğer tüm sektörleri de düşünerek soralım kendimize: “Eğitim üretim için değilse, ne içindir?”

– Bence iletişim fakülteleri üretim için eğitim yapmıyor. Yani “sektöre eleman yetiştirmiyor

Son söylemem gerekeni önce söyleyeceğim, bence iletişim fakülteleri üretim için eğitim yapmıyor. Yani “sektöre eleman yetiştirmiyor.” Peki iletişim fakültelerinden sektöre eleman yetişiyor mu? Evet yetişiyor. Belki sistemin böyle bir kaygısı yok, ama bence “yetişmek” gibi bir kaygısı olan her birey bunu başarıyor.

İsmail Şen:

1965 yılında Çanakkale Biga’da doğan İsmail Şen, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Türkoloji Bölümü, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Bilim Tarihi Bölümü ve Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Bölümü’nde öğrenim gördü. İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Uluslararası Ticaret Yüksek Lisansı programında eğitimini sürdürüyor.

1985 yılından beri, yerel ve ulusal, çeşitli gazete ve dergilerde çalışan Şen, özellikle Türkiye yakın tarihi ile ilgili araştırmalar yapıyor. “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Karikatürlerde Kadın – 1908/1938” adlı ilk kitabı, Prof. Dr. Afet İNAN tarafından kurulan Kadının Sosyal Hayatını Araştırma ve İnceleme Derneği’nin (KASAİD) 50. kuruluş yılı anısına yayınlandı. “Asi’den Gazi’ye Karikatürlerde Atatürk – 1919/1938” adlı ikinci kitabının ilk baskısı 2003 yılında Sarnıç Yayınları tarafından, ikinci baskısı 2006 yılında Tanı Yayınları tarafından yapıldı.

Halen Konut Dergisi’nin imtiyaz sahipliği ve editörlüğünü yürüten İsmail Şen, bir yandan İstanbul Ticaret Odası Müşaviri olarak da Oda’nın süreli yayınlarının yönetmenliğini sürdürürken, diğer yandan da sektörel dergilerin sorunlarını çözmek ve ekonomi dergiciliğinin kalitesini yükseltmek amacıyla kurulan Sektörel Yayıncılar Derneği SEYAD’ın Başkanıdır.

Uncategorized
About editor